Kayıtlar

Ekim, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Hişt! Geliyor musun?

Resim
Belki bin yılın yükü bu hissettiğin, şimdi biraz kendine zaman veresin.  Boşver dünya dönmeye devam etsin, zaman bizim, şimdi ilk defa biraz da "hiçbişey" yap gitsin. Bırak; bu çıtır çıtır yanan kutsal ateş alsın üzerinden tüm o -b- şeyleri,  Bekle! hafiflik sarmaya başlasın seni. Deniz suyu sarmalasın, tatlı sular ve mis kokulu çiçekler iyileştirsin yaralarını.  Şefkatli yaz yağmurlarında dinlenesin, tekrar neşeye yer açabilesin. Bu ulu ağacın kovuğunda bul bir yer, şimdi uzan, biraz dinlen.  Geceler aksın, yıldızlar üzerine parlasın. Bak hemen yanı başında; bin geyiğinin sırtına, biraz da o seni taşısın;  yavaş yavaş yeni diyarına yol alsın. Bu son, geçtim biliyorum Çok az kaldı, dayan dostum. Geldim, seninleyim!  Başka türlüsü mümkün değil, diyorum. Haddi! Geliyor musun? ... tüm kalbimle ... daima sevgiyle Şebnem Özenç

Demirci Şaman

Resim
  (…) Şefkatle gülümsedi ve başımı okşadı.  “Tekrar Hoşgeldin, Yaşamın çocuğu;  Tekrar Hoşgeldin, Kabilenin çocuğu. … Artık örtünü kaldırabilirsin. … şimdi uzat ellerini” dedi Önce sağ avucuma koydu emaneti… pırıl pırıldı! “O senin hediyen, sen onun hakedişisin; Bunu unutma!” dedi. … durdu; bekledi … sonra sol avucuma koydu diğer emaneti… yumuşacıkdı! “Sen onun hediyesisin, o senin hakedişin” dedi … durduk yine, sessiz bi süre öyle “Tamam” dedim. “Nedir ihtiyacı, isteği, hayali. Napabilirim?” diye sordum “Kendin ol!” dedi güldü. “Ona da aynısını söyledik” “Bu yemiş ağacı gölgesi seninledir lazım olursa, bu güneş hazır yüreğini ısıtmaya…” Cebime öksürdü, arkamdan üfledi… Bi yol verdi ki; papatyalarla bezenmişti.  Yürürken kulağıma sesi geldi “…esas şimdi başlıyor, daha yapacak çok işimiz var …yola devam venusün kızı!” dedi.  … tüm kalbimle … daima sevgiyle Şebnem Özenç

Sihirli Çiçek

Resim
  Masal Saati Sonbahardan önce, diğer tüm çiçeklerin taç yaprakları düşmeye başlamadan hemen önce açan, bu son çiçek; uzun süredir ilk defa; geçen taze ilkbaharın etkisinden çok, gelecek olana dair bir haberciydi.  Gaia’nın çocukları böyle bir şeyle 9 yılda bir karşılaşılabileceğini bilirlerdi. Toprak Ana zorlu geçen kışların bittiğini böyle haber verirdi. Ama bu çiçek farklıydı, bu tohum kadim kitaplarda yeni bir devrin habercisiydi. O sabaha karşı, güneş doğmadan hemen önce, zamanın yavaşladığı o saatlerde, hepsi bir rüya gördü.  İlk önce havanın çocukları gördü bu çiçeği… sabaha unuttu.  Sonra suyun çocukları gördü... kimseye anlatmadı.  Toprağın çocukları görünce… ormandan bir tını yükselmeye başladı.  Son gece ateşin çocukları gördü ve gizem cisimlendi.. hepsinin dili çözüldü. Haber salındı, Göğün çocuklarına!  …ve ormanda bitmeyen bir şarkı başladı.  … tüm kalbimle … daima sevgiyle Şebnem Özenç

Gece 03.03

Resim
  Candan bir dostum, eşi ve çocukluk arkadaşlarıyla bir akşam keyifli bir rakı sofrasında muhabbetteyiz. Öncesinde ne oldu, ne konuşuluyordu hiç hatırlamıyorum… biri durdu, döndü ve “sen ne istersin, söyle şebnem?” dedi. Şaşırdım! Hiç kimse bana bunu sormamıştı, kendim bile! Şoku atlatıp, bikaç saniye düşündüm. “Gece 03.03’de beni denize götür” dedim. Hani hem içime en lazım gelen oydu, gizli gizli denizlere ağladığım bi dönemdi hem de nasıl olsa olmayacaktı, muhabbeti tekrar geyiğe çevirmeye uygundu. Sonra rakılar gitti geldi, gülüşler yükseldi indi, muhabbet derinleşti, saatler geçti… an geldi… saatine baktı, bana döndü “hadi, zamanı geldi” dedi. “gerçekten mi?”, “gerçekten!” Bi koşu giyindim, gündüzden hala ıslak havlumu aldım askıdan… sanki 5dk sonra denizlere hıçkıra hıçkıra ağlayacak olan ben değilmişim gibi sevinçle zıplayarak indim aşağı. Farklı olarak o gece beni sahilde bekleyenler vardı. Açıldım, duymayacaklarını umarak suya sarıldım. Biri ses etti “Buradayız!” Ve o gece...