Yaralı Kuş

Bazı anılar yaşamla aramda, paylaştığım insanlarla aramda kalsın seviyorum. Bu hikaye öyle başladı, sonra içimden taştı. Eğitimde avlanan bıldırcın temsilciliği yapmıştım. Başka bir temsilcilikle daha derin bir hal aldı. Bir yol açıldı. İçimde o kuşla başlayan hareket devam etti. Bir parçamla daha, yeni bir ilişki süreci başladı. Birkaç günü depresif hatta yasta gibi geçirdim. Nereye gittiğini, o an ne yapacağımı bilmesem de bir süreç gerekliydi. Bu hal o sürecin kozasını oluşturmak içindi. Bir can el uzattı. Alışık olmadığım için ilk tepkim “ne münasebet!” oldu. Bana rağmen o öyle elini uzatmış şekilde durmaya devam etti. Gerekli tüm içsel savaşlar verildikten ve sınamalar yapıldıktan sonra kalkanları indirip uzandım. İçim, dışım, arkam, önüm, o anki durumumu bu samimi sohbetle toparladık. Ayrı gayri yerlere koyduğum bedensel, duygusal, olaysal semptomlar birleşmeye, manalanmaya başladı. Sonra dedi ki “o ağaca mı gitsen, hatta sarılsan”. Evden çıktım, varınca bak...