14-44
“Bir seviyi anlamak bir yaşam harcamaktır! Harcayacaksın... Anlayacaksın...” Edip Akbayram ♪♪♪
Başka söze ne hacet. Yine de üstadın lafı üzerine laf kalabalığı edeceğim.
Hatırladıkça.. ve tekrar tanıdıkça.. hem şaşırdığım.. hem tanıdık, yuvadan, yürekten birşeyler bulduğum.
Bu kadar aynı, iyi anlaşan iki kafa, iki kalp… hayat hangi ara yollarımızı ayırdı da, bizi uzaklaştırdı acaba? ya da neydi bizi tekrar biraraya getiren; masum çocukluğumuzla bin dereden geçmiş yetişkinliğimizi birleştiren.
Eskileri kurcaladık; acı, tatlı anıların bulunduğu tozlu kutuları karıştırdık. öyle masum, öyle içten anılara ulaştık. Hani kutularda, albümlerde olmayan sırlara kavuştuk… bir hatıra obje, iki komik fotoğraf ile…
“çok değerli, uzun süredir aradığım, kaybettiğim bişeyi bulmuş, hasretle özlediğime kavuşmuş gibi.. seni tekrar buldum şu an” dedim. Dedi “anlıyorum, ben de seninleyim!” …ki birbirimizi bulalı oluyodu bir süre, ama çocukluğumuzu tekrar katalı beri, buydu belki de tam olarak olan.
Yalova… Engin Sitesi… bakkalın orada, çınarın altında, kayıkhane kenarında… arka yolda, merdiven arasında, eski gazinoda… herkes türlü macera peşindeyken ayrıca birarada ya da birlikte türlü maceralar peşinde… çocukluktan gençliğe geçiş heveslerinde yollar bizi yavaş yavaş ayırırken bile kıyıda köşede buluşup bağ tazelerken… yıllar sonra bi selam ile... belki biraz da şaşırarak, aynen kaldığın yerden devam etmek… arayı kapatmak, üzerine katmak… örmek, ilmek ilmek… aynı anda hem geçmişi, hem an’ı, hem geleceği...
Anlattığım ve anlatmadığım herşey adına; ondan demiş üstat; “Bir seviyi anlamak bir yaşam harcamaktır! Harcayacaksın.. Anlayacaksın..” diye. Ve dediğini tecrübe ile.. şimdi diyorum ki; ve artık kıymetini bileceksin.. “anlamak”tan sonra gelen her anı’nın, her an’ın.
… daima sevgiyle
Şebnem Özenç