Kör Adam






Bu kapıların ardı ardına açık olduğu bir zamandan geçen, kör bir adamın hikâyesi. En çok onun oraya nasıl geldiği ile ilgili bir fikri olmamasına dikkat çekeceğim. Uzun süredir işlenmemiş tarlası ve ara sıra uğrayan km’ler ötedeki komşusundan başka kimsesi olmayan bir adamın hikâyesi. 

Bu düzayak küçük evi her şeyden önce kendi yapmıştı. Yani öyle olmasını istemişti ama elinden pek gelmediği için çoğunu karısıyla halledebilmişti. O yüzden salon duvarındaki eğrilik ona tüm mutluluklarını hatırlatır. Çatıya yakın olduğu için eliyle hissedemiyor veya artık göremiyor ama hep oturduğu koltuğunda oturur ve onun orda olduğunu bilir, sonra geçmişin tatlı hayallerine dalar. Köpeği de yaşlandığı için eskisi gibi dürtmez onu dolanmak için. Nadiren oralardan geçen bir yolcu kapısını çalmamışsa; küçük rutinlerle ve anılarda dolanarak geçirir günlerini.  

Günlerden bir gün, ki o günün hiçbir özelliği yoktu... ya da belki yıldızların konumu belki havanın ısısı, belki o gün kırdığı kupa belki de evin kokusu… kim bilir... belki birçok nedeni vardı. Belki de hiçbir nedeni yoktu. Ve köpeği Lucianna’ya seslendi. “Gidelim mi?”. Köpeği de zaten bunu bekliyor gibi kalktı ve elini burnuyla dürttü. Yavaş yavaş kalktı ve sakin şekilde küçük bir çanta hazırladı. Sanki biraz ileri gidiyor ve geri dönecekmiş gibi yola çıktı. Yürüyüşe çıkmış gibi öylesine. Ama içinde dönmeye pek niyeti yoktu. Not bırakmayı düşündü.. Sonra haber vermeden gittiğinde neler olacağını, komşunun, hayvanlarının ve yoldan geçenlerin ve… farklı olasılıklarla, bıraktığı evinin hikâyesini tutmak istedi. Aklında her döndüğünde başka bir şey düşünebilirdi ve eğlenebilirdi. Komşusu Hladilda’nın onun için evi hazır bekleteceğini ve yeterince uzun bekleyip koruyacağını biliyordu. Dostlukları çok uzun zamandır sürüyordu. 

Hep anlatılan bir hikâye vardı oranın yerlileri tarafından, gençken keşfe gitmişlerdi ama hiç bir günlük yoldan ileri gitmemişlerdi, dönecek hayatları vardı çünkü. Kısa maceralardı, kendini denemelerdi onlar için sadece. Şimdi geri dönmesi gereken tek yer ilerisiydi. Yolda tüm hanlarda durdu. Biraz daha insan hikâyesi topladı, biraz daha anı topladı. Ve sonunda asıl yolun kıyısına geldiğinde, sıra tırmanışa geldiğinde; gençliğine seslenerek “buradayız işte!” dedi. Son macerasının eşiğinde uzun süre öylece durdu. Hiçbir şey düşünmüyordu, sadece bekliyordu ve dinliyordu. Anlaması zor, belki 20 dakika ya da 3 saat sonra… rüzgârın değişmesi ile ilk adımını attı. Bu çağrıya cevap vermiş olmak için artık çok mu geçti yoksa tam zamanı mıydı? Bunları düşünmek için önünde uzun bir yol vardı. 

( ………… )

Artık hep anlatılan, o kadim yerdeydi. Anlatılanlara göre yarısı yıkık ve harabe halindeydi ama yine de görmeyi dilerdi. (…) Merkezdeki taşa vardı ayağı, eli ile taradı, hissetti.. ve o an Çağrıyı Anladı! Keramet taşta mıydı, zamanlamada mıydı, yolda mıydı bilinmez. 

( ………… )

Bazıları hemen yukarıdaki mağarada 3 yıl daha yaşadığını ve karısı ile konuşurken duyulduğunu anlatır.
Bazıları gözünün açılıp evine geri döndüğünden ve vefakar komşusu ile evlendiğinden bahseder
Bazıları tam o anda, taşın başında öldüğünü, yüzünde bir gülümseme olduğunu anlatır. Köpeğinin de onu takip ettiğini söylerler. 
Bazıları o yolun hayaletine dönüştüğünden bahseder; bazı iyi hayalettir, bazı korku hikayelerine konudur. 
Bazıları gençleşip döndüğünden ve bir ömür daha yaşadığından, az sayıda kişi ile sırrı paylaştığından bahseder.
Bazıları uydurma der, bazıları onu tanıdığından veya gördüğünden bahseder..

Bugün bir mezarı yoktur ama hikayesi o topraklarda kalmıştır. Birgün başka gençler o yola koyulmaya cüret edeceklerdir. Belki yarı yolda ateş başında birbirlerine kör adamın binbir sonlu hikayesini anlatıp, neden yola çıktıklarını unutup, geldikleri hayatlarına geri döneceklerdir. Belki o gençlerden biri, bir gün o yolu tamamlayacak ve o topraklara yeni bir hikaye bırakacaktır. Belki bu hikayeler yeterince olduğunda, …bir zaman, …artık ateş söndükten sonra yürümeye devam edeceklerdir. Ve tüm hikayeler değişecektir. Asıl hikaye gün yüzüne çıkacaktır. Kim bilir. Belki. Bir gün. 


... tüm kalbimle
... daima sevgiyle

Şebnem Özenç