Kayıtlar

Ekim, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Pencerem

Resim
Meditasyon orucundayım ama hamur sulu, kafa dumanlı, gözler buğulu.. yapacak bişey yok. “kafam çok karışık, sadeliğinle beni bana anlatsana” desem, gözlerimi kapasam, böyle bir vizyon gelirdi anca. Şuan baktığım pencereden manzaram: Hava kapalı, soğuk, gri... inatla ya da hangi duyguysa o.. güzelim kar yağmaya çabalıyor. Başka yerler lapa lapa bembeyaz, başka yerlerde yaz var hatta. Ama bu an, bu pencere böyle. Tam ortada uzun bir ağaç. Boyunu bırakmış, tüm yaprakları tepede toplamış. Kök verdiği yer dağınık, karışmış, biraz çerçöp, bolca çamur olmuş. Yine de sapasağlam serpilmiş. Daha yukarı gidemiyorum diye dalları yana vermeye başlamış. İki yanında iki inşaat. Kabası bitmiş, süslemeye geçilmiş. Şimdi farkettim, her nasılsa geriden başlayan diğerine yetişmiş.  Kalabalıklarım susmuş. Öyle sessiz, öyle sakin.. dururken.. aklımda Küçük Prens’ten bir söz  “.... çünkü anlayabiliyor, çocuklar için yazılmış kitapları bile” Oradan da buradan da final...

La Que Sobe

Resim

Deli Dostum

Resim
Size bir sır vereyimmi? "O" herşey bu karelerden hemen önce ve sonra oluyor. Şans eseri başkası an'ı yakalamamışsa! Bu sefer resim çekmeyi unutmamaya ve paylaşım yapmaya karar verdim. Marmarise indim, hadi şebnem dedim, selfie çalış, yapabilirsin! bi denedim, surat hala muşmula. Kimsenin göz zevkini bozmayayım sabah sabah diye hemen karşımda beni uyandıran manzarayı çektim. Fotoğrafta çıkmamış ama gökyüzünün hemen altı yemyeşil orman. Mis gibi taze sabah esintisi içime işlerken Mavi, Yeşil ve Beyazın birlikte gözlerimi şenlendirmesi haliydi o foto. Sahile indim, "amaaan ossun muşmulaysam noolmuş" modu geldi. Etraftan utanarak da olsa çektim bi selfie, paylaştım. İşin gerçeği 3 denemede başarabildim ama aramızda kalsın. Sonra ahşap masada sabah çayı manzarası. Çay çok acıydı ve yanlışlıkla! döktüm zaten. Türk kahvesi içeyim dedim, o da göründüğü kadar lezzetli değildi. Bir kedi geldi çantamın sarkan ipiyle oynayışı ile güldürdü beni. Manzaramı ...